Gaybi Köyü Websitesi

Ahlen,  10 Ekim 2011
Çaresizlik  İçerisinde  Yalnızlığı   Yaşamak

bir ömrün yarısı, iyisi ve kötüsü
yaşam telaşı ve uğraşılar, sevinmeler
her köşede seni görür yaşarım
sessizce içimden ağlarım
derdim çok hep içimde saklarım
dağlara bakar seni görürüm
bağlardan zaten silemem hiç seni
hep oradan buraya bir çerçici misali
didinip dururken ararım asil dostları, akrabaları,
sorar çoğu anamı yoktur soran babamı
nerede kaldı otuz yedi yıllk yaşam yılları
binlerce kilometreler söylesinler geride kalanları
zaman zaman aile içi tartışmaları
birer birer yalan olup giden yılları
anamı, babamı, kardeşlerimi
ya seninkileri……….

köyde başladı yokluk ve yoksullukla
birimiz babasız birimiz anasızlıkla
özlem üstüne özlemlerimizle
sağlam kişilik menfaatler hep gerilerde
binlerce insanlar değişik tip ve memleketleriyle
zordur insanları kestirmek içten hesaplarıyla
çoğunluk savrulduk esen o kuvvetli rüzgarlarıyla
yoruldum artık yorgun savaşçıların halleriyle
arar oldum o eski konu-komşuluk günlerini.

bağa gittik üzüm kestik topladık elma ve sebzeler
dağda koyunları sağdık bazan küfürlerimizle
bir avuç leblebi için yünleri topladık
çerçiciler gelene kadar hep sakladık
ölenlerimize çoğunluk ağladık
gençlik yılları kaldı çooktaan gerilerde
birçok eş-dost ve akraba aradık berilerde
önce anam sonra babam ayrıldı kaldım yapayalnız
bir hiç uğruna ayrıldı abamız
unuttum çoktan ağlamayı içim yanarken kana kana
hiç unutmam güderken koçları bandığım şekerli sulara
pek mi pek de tatlı giderdi hep Sıtmada.

karıklarda yattım bağ sularken savanlar üzerinde
kuştüyü yataklardan daha yumuşak gelirdi
pek de severdim bağ sulamayı çocuklar misali
sesez mi sessiz hep geceleri
su sesi, şırıltısı
arasırada sidiği tutulmuş tilki sesleri
akşamın o tatlı-ılık havası
serinlerdi sabaha karşı
pek tatlı olurdu Durlaz’ın mısırı patatesi
yanarken o odunların çıtırdısı şavkarması
yarı çığ yarı yanık patatesi ve mısırı yemesi.

doğduğum yer köyümüzün odası
insanları sevecen bir başka
geldiğim-yaşadığım yeri sorma
dağı taşı bir başka insanlarından bir haber
iki ayrı dünyayı yaşatıyor aynı anda kader
çok şeyler oldu birer birer heder
kaybolup giden birçok değerler
yetişmek mümkün değil arkasından koşmaya
bilinmez oldu artık kim kimi sever ya da sevmez.

bir haftadır oldu bir bisiklet kazası
evimiz oldu hastahane ve kapısı
zor olur oldu artık ayrı kalması
eşimi bekler ameliyat masası
gece uzun geçmez havası
uyku tutmaz gözümü beklemek sabahı
işin içinde otuz yedi yıllık hatırası……….

yolun sonu görülür olur oldu
yüreğim hep sıkıntı dolu
kalbim yorgun takati yok
kaybolurken umutlar birer birer
yorgunlaşan beden ve kaybolan fantaziler
görür oluyorum günbegün
birşeylerin benden koptuğunu


Mustafa Dumlu