Ahlen, 13.12.2009

Köylü gelin

 

Daha çocuktu dün,

Başlamıştı çoktan evcilik oyunlarına,

Düşünürken hep anasını,

Hep koşturulurdu bir yerlere,

Köy işte,

Koyun, kuzu, inek, eşek,

Bir tarafta hayvanları,

Diğer tarafta tarla, bağ ve bahçe,

Koşturmak gerek,

Durmamazcasına,

Gündüz, gece, yaz-kış,

Hep bir telaş, bir telaş,

Köylülük bu,

Pek dikkate alınmaz işten güşten,

Bazan toplanırlar,

Dalarlar oyunlarına,

Duymazlar bile eşek seslerini,

İnekler mankırır,

Umurlarında bile değil,

Aniden bir ses .

„ Kız sen neredesin, ne yapıyorsun ? „

Üzgünce cılız bir ses : „Hiiiçç „

Oyun değil sanki bir rüyaydı,

Rüya bitmişti,

Su getir, sofra hazırlanacak,

Bağlar kazılırken önce bakacak,

Kalırsa biraz, kalanları yiyecek,

Öyleydi önceleri adetler,

Sanki günahtı bebeklerin kucağa alınması,

Canı istediği anda doya doya sevmesi,

Mümkünü yok, sevilemezdi bebekler,

Önce ana – baba, kaynana-kaynata,

Kaynar kazanda kaynayasacılar,

Ne biçim görgü-adetti,

İçinden de hep derdi :

„ Adetleri batasacılar „

 

 

Daha çocuk olmadan,

Gençliğini yaşayamadan evlendirilivermiş,

Şimdi de kaynana-kaynata çilesi,

Hele bir de görümce varsa,

İşin var, çek çekebilirsen,

Ardından peşpeşe çocuklar,

„Çocuk baskını „ derler köylerde,

İş-güç, çoluk-çocuk,

Köy işte,

Beklentin fazla olamaz, olmamalı,

Herşeye şükür demeli,

Pek adet değil sormak, sorgulamak,

Yıkanması bile bir sorun,

Herkesler yatmış olmalı,

Farketmemeli kimseler,

Olma elaleme „dilli düdük“

Menmuniyeti belirtmek gerek,

Menmun olmak gerek,

Dünya işte bu,

Gün gelir geçer,

Aylar ardısıra,

Peşinden yıllar gelir geçer,

Gün olur,

Yaşadıklarını anımsatır elaleme,

İşte budur köylü gelin.

 

Mustafa Dumlu

Please publish modules in offcanvas position.